8 Şubat 2014 Cumartesi

''Adın Gece.''



Bilmiyorum saat kaçtı. Onca akıp giden zamanın ardından bir önemi var mıydı? Sessizliği dinlemeye koyuldum ve duymaya başladım. Körlüğe bürünmüş gibiyim görebildiğim hiçbir şey yok. Tabloya mı bakıyordum yoksa önümde olan bir hayata mı? Bulanık.  Ne kadar durduğumun farkında değildim, ama birisi yanıma oturunca varlığımı hissettim. Kendi varlığımı, ne garip değil mi?

 Konuşmaya başladı ve sessizliğin suskunluğunu gördüm. O da dinlemeye hevesli gibiydi.

''Seni tanıyorum.''

''Nasıl?''

 ''Adın Gece.''

''İsimler yeterli midir tanımak için?''

Bir süre bunun tartışmasını yapmıştık. Tartışmamızı gülerek bitirirken o, ben kafamı çevirdim. Havanın koyulaşmasını gördükçe mutlu oluyordum,  adını sormadığım ise arada bana bakıyor, kafasını çeviriyordu. Farkındayım, biraz ses vermesi gereken cümleleri var. Göğe bakmayı bıraktım, onu izliyordum.

''Ne yapıyorsun?''

''Göremiyor musun?''

''Beni izlemeyi bırakıcak mısın?''

''Belki ne istediğini söylersen, evet.''

''Ne isteyebilirim?''

''Pardon?''

''Şizofren olduğunu düşünüyorum.'' Bunu söyledikten sonra bir şimşek çattı, bulutların arası açıldı ve gülümsemem ortaya çıktı. Yağmur, gözyaşlarını gidenlerin arkasından dökecekti. Onların kokusunu yine yeniden burnuma getirecekti. İçimi saracak olan üşüme isteğiyle kalkmayacaktım. Yağmur, hissedilmesi gereken en önemli şey değil miydi? Yapmam gereken, düşünmem gereken her şeyi aklıma getiriyordu. İnsanlarda bir panik havası ve kaçma isteği uyandırıyor, onların koşuşturmalarını izlerken aklından gidiyordu. Dalmıştım, unutmuştum, uyumuştum belki de.

''Gerçekten şizofren olabileceğini düşünüyorum.''

''Ne?''

''Şizofren.''

''Belki de gerçekten şizofrenimdir. Yakın zamanda hastaneye yatarım bakarsın, çevremde hiç kimse yok. Sevebileceğim, sevdiğim herkesi iterim. Kimseyle konuşmam, geri kalan hayatımı küçük beyaz bir odada geçiririm. İlaçlarla kendime gelir ve kendimden giderim.''

''Varlığımı hissettiririm. Elini tutar ve sana kitap okurum.''



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder