14 Kasım 2013 Perşembe

Piyanist






      Uzun- ince parmaklarının birbiri ardına sıragelen ve belirsiz bir ilerleyişte olan hareketlerinden sonra notaya dokundu. Duyabiliyor muydu? Sahi, duyabiliyor muydu? 
Etrafındaki düşünce kalabalıklarının, kedilerin kuyruğuna bağlanmış tenekelerin,  sorgulayan bakışların, iç hesaplaşmaların arasında duyabiliyor muydu? 

Küçük bir çocuğun elinden kaçırdığı balonunun arkasında bıraktığı ifadeyi takındı. Aklında sadece ifade etmek istedikleri ve edemedikleri vardı. Biliyordu, dokunmasıyla itibaren yok olacaktı. Küçük bir çocuğa büründü yeniden. Hevesini ve bir balon gibi kaçıp giden isteğini düşünüyordu. 

İnsanlar, dedi kendi kendine. ''Elimden kayıp giden onlar olacak zamanla. Yanımdaki beni mutlu eden varlıklarını yoklukları tamamlayacak ve benim tablom oluşacak.'' 

Notaya dokundu ve yok oldu. 

Duyabiliyordu. Gecenin verdiği sessizliği, akıp giden ruhunu ve soluyan nefesleri. Başını önüne eğdi ve gözlerini kapadı.